16 Şubat 2015 Pazartesi





BANKACILIK 


       Banka; toplumların değişen ve gelişen ihtiyaçlarından doğmuştur. Ticaretin ulus içinde değil aynı zamanda uluslararası olması buna örnektir. Mesafeler artınca güvenliğe de ihtiyaç duyulmuştur. Ticari amaçla uzaklara giden bir tüccarın yanında para taşımamak istememesi bulunduğu yerde kilise papazına parayı emanet edip karşılığında mektup alırdı. Bu mektup ile vardığın şehrin papazın verdiğinde karşılığında parasını alırdı. Bunun aynı zamanda teminat mektubun başlangıcı sayılmaktadır. 



Bankacılık faaliyeti üç ana başlıkta toplayabiliriz; fon toplama, fon değerlendirme ve fon satımı. Fon toplama; mevduat, bono ve tahvil, mevduat sertifikası vb araçlarla fon fazlası olan kişilerden toplamaya denir. Bunun yanında fon yaratmanın farklı yöntemleri vardır. Ama fon toplamaya girmeyen bu yöntemler borç almaya girer. Sendikasyon kredisi buna örnektir. Toplanan bu fonları ulusal ve uluslararası para piyasalarda değerlendirmek işlemine fon değerlendirme denilir. Ticari faaliyetleri veya çeşitli özel ihtiyaçlara için fon ihtiyaçlara duyan kişilere bu fonların verilmesi de fon satışıdır.


Türkiye’de bu gibi faaliyetler 1845 yılına kadar Gayri-Müslimler elindeydi. 1845 sonra İstanbul Bankası (1845), Osmanlı Bankası (1856), Ziraat Bankası’nın çekirdeği Memleket Sandıkları (1863) kurulmuştur. Cebinizde bulunan para nama yazılı bonodur. Merkez Bankası’nın size olan borcunu ifade eder. O paranın karşılığı altındır. Günümüzde bunun yanına döviz rezervleri de eklenmiştir. Dövizin karşılığı da o ülkenin altındır.




Günümüz bankacılıkta onlarca ürün ve hizmet bulunmaktadır. Mevcut hizmetler ve ürünler üç ana başlıkların birinin içine girmektedir.

Hiç yorum yok:

Yorum Gönder